Dördüncü Sanayi Devrimi

Klaus Schwab

Dünya Ekonomik Forumu’nun kurucusu ve başkanı Klaus Schwab’ın bu yılın Şubat ayında yayınlanan Dördüncü Sanayi Devrimi başlıklı kitabı insanlığın dönüşümünü de içeren yeni teknolojik devrimi nasıl anlamak ve biçimlendirmek meselesini ele alıyor.

“Sanayi 4.0” beş yıldır bilinen bir kavram olmasına rağmen 2016 Davos toplantılarının ana gündem maddesi olarak ilan edilince dünya çapında konuşulur oldu. Yapay zekâ, robotik, nesnelerin interneti, özerk taşıtlar, 3D yazıcılar, nanoteknoloji, biyoteknoloji, malzeme bilimi, enerji depolama ve kuantum bilgiişlem gibi yeni teknolojik atılımların çok çeşitli alanlarda şaşırtıcı şekillerde iç içe geçmesi insanlara, şirketlere, ülkelere ve dünyaya ne getirecek?

Teknolojinin ekonomik, sosyal, kültürel ve insani bağlamları nasıl yeniden biçimlendireceği ve bununla ilgili kapsayıcı ve küresel bir ortak görüş ihtiyacı üzerine bir kitap.

Sadece teknoloji alanındakileri değil, hepimizi yakından ilgilendiriyor.

Her şeyin ötesinde bu kitap teknoloji ile toplumun nasıl bir arada var olduğunu vurgulamayı amaçlıyor. Teknoloji, üzerinde herhangi bir kontrolümüz olmayan dışsal bir kuvvet değildir; “kabul et ve birlikte yaşa” ile “reddet ve onsuz yaşa” arasında ikili bir tercihle kısıtlanmış değiliz. Bunun yerine, dramatik teknolojik değişimi kim olduğumuz ve dünyayı nasıl gördüğümüz üzerinde derinlemesine düşünmek için bir davet olarak almalıyız.

Teknolojik devrimden nasıl yararlanacağımız üzerinde ne kadar çok düşünürsek kendimizi ve bu teknolojilerin içerdiği ve mümkün kıldığı temelde yatan sosyal modelleri o kadar daha iyi inceleyebilir ve bu devrimi dünyanın durumunu iyileştirecek tarzda biçimlendirme fırsatına o kadar çok sahip olabiliriz.

Dördüncü sanayi devrimini, onun bölücü ve insanlığa zarar verici olmaktan çok insanı güçlendirici ve insan odaklı olmasını sağlayacak şekilde biçimlendirmek sadece tek bir sosyal paydaşın ya da sektörün veya herhangi bir bölge, endüstri ya da kültürün görevi olamaz.

Bu devrimin temel ve küresel doğası onun bütün ülkeler, ekonomiler, sektörler ve insanları etkileyeceği ve onlar tarafından etkileneceği anlamına geliyor. O nedenle akademik, sosyal, politik, ulusal ve sektörel sınırların ötesine geçen çok paydaşlı işbirliğine dikkat ve enerji yatırmamız belirleyici önem taşıyor.

Bu etkileşimler ve işbirlikleri olumlu, paylaşılan ve umut dolu anlatılar yaratmak ve dünyanın her yerinden bireylere ve gruplara gelişmekte olan dönüşümlere katılma ve bunlardan yarar sağlama imkânı vermek için gereklidir.

Sayfa Sayısı: 196

Baskı Yılı: 2016

Özgün Adı: The Fourth Industrial Revoultion

Yayınevi: Optimist Kitap

Çevirmen: Zülfü Dicleli